Anasayfa Hakkımızda Üretim Ürünler Galeri Bağlama Yapımı İletişim
Bağlama Yapımı

Bağlamada önem sırasına göre kabaca iki farklı akustik eleman grubu vardır.
I- Göğüs Tahtası; Tekne; Orta eşik; Teller; Ses Deliği (Birincil elemanlar)
II- Cila; Sap Ağacının Cinsi v.s. (İkincil elemanlar)

Tekne'nin İşlevi
Bağlama Organoloji, yani çalgı bilimi açısından rezonatörlü bir Kordafon çalgıdır. Yani, hem telli olduğu için bir kordafon'dur, hem de bir rezonatöre (tekne) sahip olduğundan diğer bazı kordafon çalgılardan farklıdır. Teknenin işlevi tellerin ve göğüs tahtasının ürettiği titreşimleri besleyerek daha duyulabilir hale gelmelerini sağlamaktır.
Bağlamada rezonans, tezenenin telleri tınlatmasıyla başlatılır. Tınlayan teller orta eşik yoluyla ses tahtasını, ses tahtası da tekneyi tınlatır. Bu hareket bu aşamadan sonra geriye döner ve teknenin ses tahtasını tınlatması, onun da telleri tınlatmasıyla bir etkileşime dönüşür.

Teknede Ağaç Seçimi
Teknenin formu ve tekne ağacının cinsi  sesin,  volüm düzeyi, rengi, parlaklığı gibi özelliklerini etkiler. Tekne ağacının gözenekli , gevrek , enaz orta sertlikte dolayısıyla kasılma-gevşeme hareketi gösterebilecek nitelikte olması gerekmektedir. Dut ağacı bağlamanın bilinen en yaygın ve en eski malzemesidir. Bu seçim boşuna olmayıp dutun bağlamaya hem görsel hem de akustik açıdan yakıştığı bir gerçektir. Asya kökenli mızraplı çalgıların da tekne, göğüs ve sapta en temel malzemesi gene dut ağacıdır. Ancak son çeyrek yüzyıl içinde mevcut ağaç potansiyelinin bilinçsizce harcanması ve yabancı menşeli ağaçların girmesiyle birlikte dut kullanımı azalmış ve birçok başka ağaçtan da tekne yapılmaya başlanmıştır. Dut ağacı kendi içinde çeşitliliğe sahip olup, Türkiye'nin hemen her yöresinde yetişmektedir.
Karaağaç, kestane ve gürgen(kayın ) bugün olmasa bile geçmişte tekne yapımında en çok kullanılan, ikinci sınıf malzemelerdir. Karaağaç ve kestane oldukça benzer olup, karaağaç daha sert ve gevrek, dolayısıyla da tekne için daha niteliklidir. Gürgen (kayın) sert olmakla birlikte sap için de tercih edilen ve aslen bu kısım için daha uygun bir ağaçtır. Gürgen teknelerde sesin soğurulması (emilmesi) fazladır , dolayıyla gürgen sazlar bir miktar donuk ve volümsüz tınlar. Tekne malzemesi olarak pek bilinmeyen yerli dişbudak ağacı parlak ses rengi verebilen bir ağaçtır ve birçok pahalı ithal ağaçtan çok daha ucuzdur , ancak açık renkli, gözenekli ve biraz çalışma eğilimili olması sebebiyle genellikle tercih edilmemektedir. Gene ülkemizde bolca bulunan akçaağaç doyurucu ve diri baslar üretebilen bir tekne malzemesidir. Ancak o da dişbudak gibi açık renklidir ve bu yüzden teknede pek tercih edilmez. Ağaçta renk sadece kozmetik bir unsur olmakla birlikte icracının dolayısıyla da yapımcının tercihlerini etkilemektedir.
Bağlamanın teknesi ile gitarın sırt ve yanlıklarının oluşturduğu kasa kısmı işlev olarak aynıdır. Gitar için bu kısımda kullanılan en seçkin ağaç Türkçede Pelesenk olarak bilinen Rosewood ağacıdır. Birçok çeviride bu ağaç Türkçeye "gül ağacı" diye çevrilmekle birlikte, Türkçede asıl karşılığı Pelesenk 'dir. Pelesenk ağacının özellikle Brezilya da yetişen türü diğer yaygın türlere oranla ( Doğu Hindistan, Honduras , Afrika Pelesenkleri ) çok daha kıymetlidir. Pelesenk ağacı üstün titreşim yeteneğinden dolayı Latin perküsyon çalgılarında da kullanılmaktadır. Ancak bilinçsiz kesimden dolayı gittikçe kaybolan ve bu yüzden korunmaya alınan pelesenk ağacını bulmak kolay değildir. Bu problem batılı gitar yapımcılarının da karşısında olduğu için, pelesenk ağacının yerine kullanılabilecek sert nitelikteki ağaçlara başvurulmaktadır. Bunların başlıcaları bubinga, kingwood, , padauk , cocobolo, bocote, koa, wallnut , sapelli, mahogany ' dir. Bu ağaçlardan bazılar örneğin bubinga (yapımcılar arasında gül ağacı olarak bilinir), padauk, mahogany, sapelli zaten bağlamada tekne yapımında ve diğer bölümlerde kullanılmaktadırlar. Aşağıda bazı değerli tropik ağaçlar görülmekredir.

Brazilian Rosewood

Cocobolo

Kingwood

 Dut ağacı (İngilizcede malburry ) Avrupa ve Amerika'da da yetişen bir ağaç olmakla beraber bir çalgı yapım malzemesi olarak görülmemekte, bir köknar ağacı bu coğrafyalarda ülkemizdekinden çok fazla çeşitliliğe sahipken sadece iyi bir yapı malzemesi olarak bilinmektedir. Ancak ne dut ağacının ne de köknarın bağlamaya ne kadar yakıştığı asla inkar edilemez. Yerel özellik arzeden çalgılarda, çalgı yapım literatürüne dahil edilmeyen, yerel nitelikteki ağaçların kullanımı görülebilir. Örneğin dut ağacının, erik ağacının Anadolu'da bağlamanın yanısıra keman yapımında kullanılması buna iyi bir örnektir.

Tekne Formu
Tekne genişlik, derinlik, boy gibi ana unsurları olan ve adeta üçgen prizmayı andıran geometrik bir cisimdir. Özellikle eski bağlamaların üçgen prizmayı cok daha fazla andırdıkları söylenebilir.

      

Teller titreşim üreten bir güç kaynağı gibidir. Ses dalgaları tekne adını verdiğimiz hacmin içinde hareket eder. Bir sıvı nasıl içine girdiği kabın şeklini alırsa, tellerin göğüs tahtası yoluyla tekneye gönderdiği titreşimler de teknenin formuna göre şekillenir. Böylece seste renk, volüm, derinlik gibi özellikler oluşur. Teller ve göğüs tahtasınca üretilen titreşimler farklı boyuttaki, dolayısıyla farklı hacimdeki teknelerde farklı sonuç verirler. Nasıl bir geometrik cismin boyutlarında yapılacak değişiklik o cismin hacmini etkileyip, azaltabilip, artırabiliyorsa, bağlamanın da derinlik, ağız genişliği ve tekne boyu ölçülerindeki artma yada azalma teknenin hacmini, etkiler, büyütür, yada küçültür. Bu da sesin farklı şekillenmesiyle sonuçlanır.
Tekne,sesin en önemli unsuru ve hatta kaynağı olarak düşünülür. Ancak ses tahtası ve gövdeye sahip tüm çalgılarda gövdenin işlevi ses tahtasınca üretilen sesi beslemektir. Bağlamada tekne bu işlevi iki farklı şekilde yerine getirir. Birincisi; tekne ağacının cinsi, dokusu ve titreşim yeteneği ile, ikincisi de tekne çeperinin sese bıraktığı, yani ses için oluşturduğu hazne ile. Bunlardan birincisi bir cismin sadece sınırları iken ikincisi, sınırlar içinde kalan ve onun çevreleyip şekillendirdiği boşluktur  Genel olarak arkadan U ve V kesitli olmak üzere iki tip tekne vardır. Başka birçok özellik etkilemekle birlikte U kesitli tekneler daha dolgun ve bas karakterli, V kesitliler de tiz karakterli ses verir.


U Kesitli Tekne

V kesitli Tekne

İyi ses ancak form, ağız genişliği ve derinliğin doğru kombinasyonuyla sağlanır. Fazla derinlik sesin içerde kalmasına (dolayısıyla boğuk ve kof olmasına), az derinlik de önde (dışarıda) tınlamasına (dolayısıyla çok bağırtkan ,boş ve renksiz tınlamasına) sebep olur. Teknede tizler tekne derinliğinin ses tahtası ile yarı derinliği arsında, baslar da teknenin sırt ve dip kısmında tınlar. Dolayısıyla sırt ve dip kalınlığı çok ince teknelerde baslar koftur. Teknenin yanaklarının hafif, dolgun ve içeri doğru kıvrık olması sese lezzet katıcı bir özelliktir.

Tekne yapım teknikleri; Oyma & Yaprak tekniği
 Oyma tekne Anadolu ve daha doğusundaki memleketlerde karşılaştığımız bir tekniktir. Asya sazlarında yaprak tekne az da olsa görülürken Avrupa'da lut tekneleri tarih boyunca parçalı, yani yaprakların birleştirilmesiyle yapılagelmiştir. Bu iki tekniğinde yüzyıllar boyunca aynen devam etmesi ve birbirlerini belki biraz etkilemeleri dışında yok edememeleri çok ilginçtir. Doğudaki oyma tekne geleneği beraberinde çalgı boyutları ve formlarının bir türlü standardize olamaması gibi bir sorunu bugüne taşımış, bunun yanısıra bir doğa değeri olan ağaçların bilinçsizce yok edilmesine sebep olmuştur. Bağlamanın da ilk zamanlardan bu yana temel yapım tekniği olan oyma tekne kullanımı, 1980'lerden itibaren yerini parçalı, yani yaprak tekniğine bırakmıştır. Ancak oyma teknenin yaprak tekneye üstünlüğü hala iddia edilen veya en azından tartışılan bir konudur. Maalesef bağlama akustiği ile ilgili herhangi bir bilimsel çalışma henüz yapılmadığından , bu iki uygulama arasındaki farkın algılanması icracıların ve lütiyelerin sezgilerine kalmıştır. Ancak büyük çoğunluk , bu şekilde ifade etmeseler de, aslında bu uygulamalar arasında ‘insan kulağının farkedebileceği' bir fark olmadığı görüşündedir
Oyma bir tekne yapımı için kullanılması gereken ağaç ile, yaprak bir tekne yapımı için kullanılacak ağaç miktarları karşılaştırılacak olursa, oyma tekniğiyle çok fazla ağaç israfı olduğu görülmektedir. Bu nedenle oyma tekniği ya hiç kullanılmamalı, yada üst kalitedeki bağlamaların yapımında (sınırlı sayıda)kullanılmalıdır.

Göğüs tahtası ve seçimi
 Bağlama ailesi çalgılarda göğüs tahtası malzemesi olarak kullanılan ağaçlar Ladin ve köknar ağaçlarıdır. Köknar ağacı , en eski zamanlardan beri bağlamanın (teknede dut , sapta sarı gürgen ile) en temel ahşap malzemesi olmuş ,gerçekten bağlamaya karakter veren bir ağaçtır. Batıda iyi bir yapı malzemesi olarak kullanılan köknarın çalgılarda kullanımı yotur. Geleneksel çalgılarımız içinde bağlamadan başka tambur ve udda yaygın olarak kullanılmaktadır. Yaylı bir halk çalgısı olan Karadeniz kemençesinde de köknar görülür. Ladin ağacı titreşim yeteneği üst düzeyde olan ve tüm telli ve yaylı çalgılar ile piyanoda kullanılan, yumuşak karakterli bir ağaçtır. Sitka ladini, Alp ladini, Engelman ladini gibi türleri bulunmaktadır. Bunlardan Engelman ladini çok kıymetli ve nadir bulunabilen bir ladin türüdür. Her nekadar son yıllarda batı kökenli kızıl sedir ağaçları da (yapımcılar arasında Kanada Çamı olarak bilinmektedir) kullanılmış ise de bu türün bağlamaya pek de uygun olmadığı anlaşılmış ve kullanımı terkedilmeye başlanmıştır. Kızıl sedir ağacı aslen Kuzeybatı Kanada kökenli bir ağaç olup 80'lerden itibaren daha çok klasik ve Flemenko gitarlarda kullanılmaya başlanmıştır. Ses açısından temel özelliği başlangıçta verdiği açık, gür ve dolgun sesidir. Ladin kullanılan çalgılardaki ses karakterinin oturma süreci birkaç yıl sürebilmekte iken, sedirde böyle bir süreye gerek yoktur. Bu açıdan özelikle öğrenme sürecindeki icracılara daha cazip görünür. Ancak sedirin başlıca dezavantajı mukavemetinin zayıf olmasından dolayı en geç bir-iki yıl içerisinde deforme olması, yani çökmesidir.
Bağlamada göğüs tahtasında kullanılan ağaçları tanıttıktan sonra şu saptamayı yapmak yerinde olacaktır. Ses tahtası elemanı bulunan tüm çalgılarda (baglama ,gitar, keman ailesi, ud,tambur vs.), bu kısım çalgının akustik anlamda bel kemiği olup, ağacın seçimi ve takılması iki ayrı işlem ve dolayısıyla iki ayrı beceri gerektirmektedir. Çok kaliteli göğüs tahtalarının bilinçsizce ve acemice takılması, dolayısıyla da ziyan edilmesi çok görülen bir durumdur. Oysa daha vasat bir tahtayı ustaca takarak daha iyi bir sonuç elde etmek mümkündür. Bu demektir ki çalgıda iyi malzeme yalnız ve yalnız iyi kullanıldığı takdirde iyi sonuç verebilir. Kısacası, doğru malzeme doğru işçilikle işlendiğinde çok iyi sonuç verir. Kullanıcının talebi doğrultusunda, gövde ağacı(tekne) ile göğüs tahtası değişik kombinasyonlarda kullanılabilir.
Orta ve Üst Eşik Orta eşik hem taşıyıcı hem de akustik işleve sahiptir. Yumuşak (kelebek, porsuk, vb) veya sert ağaçlardan (kızılcık, şimşir, çalı, erik vb) yapılabilir. Yumuşak veya sert ağaç tercihi bağlamanın bas-tiz dengesindeki zaaflara göre yapılmalıdır. Aşırı parlak, tizleri baskın çalgılarda yumuşak ağaç basları açar. Diğer yandan boğuk tonları sert eşik kullanarak azda olsa açmak (parlatmak) mümkündür. Orta eşiğin üstte sert, altta yumuşak ağaç kullanılarak (örneğin abanoz ve kelebek) iki katlı yapılması da mümkündür. Bu tip eşik de basları ve tizleri birbirine yaklaştırıcı özelliktedir. Eşiğin tellerin altına gelmeyen kısımlarını oyarak boşaltmanın iç sürtünmeyi azaltmak açısından faydası vardır. Ancak tellerin altı kesinlikle boşluğa denk gelmemelidir.
Üst eşik ideal yüksekliğinin üstünde yapıldığı takdirde seste matlaşmaya ve tellerde sertleşmeye sebep oluır. Üst eşiğin, boştaki tellerin perdelere çarpmayacağı yükseklik esas alınarak yapılması gerekir. Tel çentikleri de önemli olup, temiz açılmadıkları takdirde tellerin tutuk tınlamasına sebep olurlar.

Cila –ses ilişkisi
Cila ,tek başına çalgının temel akustik elemanı olmayan, yani ses üretmeyen, ancak tınlama performansında pay sahibi bir unsurdur. Hiçbir iyi çalgı sırf cilası kötü diye çok kötü tınlamaz ancak , cila malzemesinin uygunsuzluğu, kalınlığı tınlamayı olumsuz etkileyebilir.

Öncelikle cilanın bir çalgı için ne anlama geldiği konusunda birşeyler söylemek gerekir. Derimiz vücudumuzu dış etkenlerden koruyan bir duyu organımızdır. Bu etkenler soğuk, sıcak, nem, aşındırma, darbeler olarak özetlenebilir. Çalgılarda bu işlevi cila tabakası üstlenir. Dolayısıyla insan derisinin koruyucu işlevi ile çalgılardaki cilanın işlevi bu bakımdan aynıdır. Ancak ses açısından çalgılarda cila başka bir görev daha üstlenmiştir. Bu da ses ilave karakter verebilme. Bu noktada lütiyeler tarafından kolayca yapılabilecek bir deneyi tarif etmek yerinde olacaktır .

Cila sürülmeye veya atılmaya hazır bir bağlamanın göğüs tahtasına parmağınızla hafifçe vurup , bir iki saniye tahta yüzeyinde bekleterek kaldırın. Bu işlemi birkaç dakika boyunca tekrar edip kulağınıza çıkan sesi yerleştirin. Hatta ses deliğine kulağınızı yaklaştırarak vurun ve tekne içindeki patlamayı hissedin. Daha sonra bağlamanın sadece tekne kısmına cila tatbik edip hiç beklemeksizin aynı vurma işlemini tekrarlayın ve aradaki farkı yorumlayın. 
 Cila çalgıyı fiziksel etkenlerden korumasının yanısıra sesine de etki eder. Tamamı yada göğsü cilasız eski sazları çalanlar, günümüz sazlarıyla karşılaştırıldığında bu sazların seslerin daha hışırtılı ve çiğ kaldığını hissetmişlerdir. Çalgının gövdesindeki cila, özellikle de göğsündeki, sesi bir nevi filtre işleminden geçirir. Ses dağınık olmaktan çıkıp, toplanır ve daha net tınlar. Ayrıca kullanılan cilanın türü ve kalınlığına bağlı olarak tonda genel bir tizleşme meydana gelir. Sert cilaların,(örneğin polyester vernik) sesi daha tizleştirdiği söylenebilir., Yumuşak cilaların ise( örn. Gomalak) tizleştirme etkisi çok azdır.

BAĞLAMA SAPINDA KULLANILAN AĞAÇLAR 
Kayın, bağlamada kullanılagelmiş en eski sap malzemesidir. 'Sarı gürgen' yada sadece 'gürgen' olarak da adlandırılır. Bu ağaca 'sarı' da denmesinin sebebi  'akgürgen' diye adlandırılan başka bir gürgen çeşitinin varlığıdır. Kayın, mobilya sektörünün de temel ham maddesi olup ülkemizde bol miktarda yetişmektedir. Akgürgen, diğer adıyla kayagürgeni, ülkemizde yetişen bir ağaç türü olup oldukça sert ve çalışmaya yatkın bir ağaç olduğundan mobilya sektöründe kullanımı yoktur. Gürgen, sert ağaç kategorisinde değerlendirilen bir ağaçtır. Bağlamanın bir diğer ana sap malzemesi de Akçaağaç ya da diğer adıyla Kelebek ağacıdır. Bu ağaç bağlamanın yapım geleneğinde yokken, 80’li yıllardan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Kelebeğin ana malzeme olarak kullanıldığı çalgı kemandır. Bazı çelik telli gitarlarda da kullanılmaktadır. Bu gün ağırlıklı olarak kullanılan bu üç ağacın dısında ,geçmişte erik ağacının da sap için  kullanıldığı bilinir. 

BAĞLAMA SAPINDA KULLANILAN AĞAÇLAR 
Kayın, bağlamada kullanılagelmiş en eski sap malzemesidir. 'Sarı gürgen' yada sadece 'gürgen' olarak da adlandırılır. Bu ağaca 'sarı' da denmesinin sebebi  'akgürgen' diye adlandırılan başka bir gürgen çeşitinin varlığıdır. Kayın, mobilya sektörünün de temel ham maddesi olup ülkemizde bol miktarda yetişmektedir. Akgürgen, diğer adıyla kayagürgeni, ülkemizde yetişen bir ağaç türü olup oldukça sert ve çalışmaya yatkın bir ağaç olduğundan mobilya sektöründe kullanımı yoktur. Gürgen, sert ağaç kategorisinde değerlendirilen bir ağaçtır. Bağlamanın bir diğer ana sap malzemesi de Akçaağaç ya da diğer adıyla Kelebek ağacıdır. Bu ağaç bağlamanın yapım geleneğinde yokken, 80’li yıllardan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Kelebeğin ana malzeme olarak kullanıldığı çalgı kemandır. Bazı çelik telli gitarlarda da kullanılmaktadır. Bu gün ağırlıklı olarak kullanılan bu üç ağacın dışında ,geçmişte erik ağacının da sap için  kullanıldığı bilinir. 

YORUM’ DA BAĞLAMA ÜRETİMİ

Bağlama, köken olarak çok eskilere gitmesine ve Anadolu coğrafyasının temel çalgısı olmasına karşın, yeterince bilinmemektedir. Sahip olunan bilgiler, çoğunlukla kulaktan kulağa yayılan, içinde birtakım gerçekleri barındırmakla birlikte, yanlışları da barındıran subjektif bilgiler olmuştur. Kaldı ki, bu doğrular da bölgeden bölgeye değişmektedir.
Yorum Saz Evi olarak biz, bağlama ailesi sazlarını üretirken, öncelikle Yorum Saz Evi ile yolları kesişmiş olanların bağlama ailesi hakkında doğru bilgilenmeleri için çaba göstermekteyiz. Bu çabayı hem toplumsal bir sorumluluk, hem de işimizi en iyi şekilde yapmanın bir ön şartı olarak görüyoruz.

“ARADIĞINI BİLMEYEN, BULDUĞUNU ANLAYAMAZ…...”

Bağlama yapımının iki temel yolu olduğunu düşünüyoruz:
Birincisi, tamamen fiziksel özelliklere bağlı olan, doğrudan ölçülendirilebilen yönüdür.
Fiziksel görünüm : Bağlamanın görsel işçiliği diye ifade ettiğimiz, kullanıcının özel isteklerini de kapsayan tamamen görüntüye yönelik çalışmalardır. Bağlama yapımında en yoğun işçilikler bu aşamada olmasına karşın, en kolay olan çalışmalardır. Çünkü görsel istekler tanımlanabilir değerlerdir. Metrik olarak ya da renk olarak açıkça ifade edilebilir olduğundan hayata geçirilişi de kolaydır.
Büyüklük : bağlamanın büyüklüğü, kullanıcının keyfiyetinden bağımsız olarak, bağlamaya çekilmek istenen akort ile ilgilidir. Dolayısıyla çekilmek istenen akorda karşılık gelecek büyüklüğün esas alınması kaçınılmazdır. Bu çalışmalar da, bilgi paylaşımıyla kolayca aşılabilecek küçük zorluklar içerir. Buna rağmen değerler belli olduğundan bağlama yapımının kolay tarafıdır.

Bağlama yapımının ikinci yönü ise, ölçülendirilemeyen ve kullanıcıdan kullanıcıya
farklılıklar arz eden yönüdür.
Anlatımı itibariyle çok kolay gibi görünen bu yön, bağlama yapımının en uğraştırıcı ve yorucu yönüdür.
Çalgının ses özelliklerinin dinleyicide uyandırdığı olumlu ya da olumsuz duygular, o kullanıcının ne aradığını bilir durumda olması ve bunu doğru olarak ifade edebilmesi yapımcının işini oldukça kolaylaştırır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda en geçerli yöntem, eldeki bağlamaların denenmesi suretiyle, kullanıcının beğeneceği bir bağlamayı tespit etmesinin sağlanmasıdır.
Yorum Saz Evi olarak biz, kurulduğumuz günden bu yana, kaliteli ve garantili bağlamalar yapmak üzere çalışıyoruz.
Bağlama ailesi sazlarını, beğendirmek şartı ile yaparken, müşteri memnuniyeti, temel ilkemiz olmuştur. Bir yandan bağlama ailesi sazlarını(kopuz, çöğür, cura, tambura, bağlama, divan vb.) diğer yandan Elektro Bağlama gibi özel çalışmaları Ismarlama usulle, Beğendirmek Şartı ile ve Garantili olarak üretiyoruz.
Yukarıdaki sözden hareketle, Yorum Saz Evi’ne uğrayan her bireyle, bağlamaya dair birtakım bilgileri paylaşarak ne aradığını bilir hale gelmelerine katkı koymaya çalışıyoruz.
Bağlama kullanıcılarının bilinçlenmesi, istekleri doğru şekillendirecek ve bağlama üretimi de daha doğru temeller üzerinde gelişecektir.